Archive for Ekim, 2013
Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Işığında Biyogüvenlik
Fevzi Özlüer – Ilgın Özkaya Özler
Biyolojik güvenlik sorunu tıpkı sosyal güvenlik sorunu gibi, insanların bugünkü yaşamı ve toplumsal durumu ile ilgili olduğu kadar, insanların gelecekte nasıl bir hayat yaşamak istedikleri ve nasıl bir hayatı yaşayacakları ile ilgilidir. Bu anlamda biyolojik güvenliğin sağlanması sorunu sadece toplum sağlığına indirgenebilecek bir konu değildir. Biyolojik güvenlik, sosyal yaşamın zemini olan doğa varlıklarının geleceğini de, tarımın, gıdanın ve enerjinin geleceğini de doğrudan ilgilendirir. İnsan dışındaki varlıkların yaşamları geliştirilmediğinde, biyolojik çeşitlilik korunmadığında toplum yaşamı da pek çok riskle karşı karşıya kalmaktadır. Çünkü; biyolojik yaşam tek tipleştikçe, insan yaşamı da tek tipleşmekte, ‘kelimenin birden fazla anlamıyla’ yoksullaşmaktadır. Devamını okumak için tıklayınız
Ankara’da Su Yönetimindeki Yetki Tartışması Ve Yönetim Anlayışından Doğan Su Krizi’ne Karşı Yürütülebilecek Hukuki Olanaklar
Fevzi Özlüer – Emre Baturay Altınok
Ankara’da yaşanan su krizinin Büyükşehir Belediyesi’nin bir yönetim zafiyeti mi olduğu, yoksa su yönetiminin DSİ ile Büyükşehir Belediyesi arasında yaşanan yetki karmaşasından mı kaynaklandığı; krizin sorumlularının yürürlükte olan mevzuat uyarınca hukuki ve cezai sorumluluklarının neler olduğu haftalardır kamuoyunca tartışılmakta; su kesintilerin başladığı günden bugüne kentin değişik semtlerinde Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetimine karşı protestolar düzenlenmekte, temel bir insan hakkı olan sağlıklı ve temiz içme suyuna erişim hakkı ve Anayasa ile güvence altına alınan sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı talepleri her geçen gün daha fazla insanın önemle vurguladığı talepler olarak kamuoyunun gündeminde daha fazla yer almaktadır. Söz konusu çalışmamızla Devamını okumak için tıklayınız
Sağlıklı Kent Planlamasında Hukuksal Sorunlar ve Güvenli Kent Yaklaşımı
Fevzi Özlüer
Sunumumu söyle bir eksene oluşturmayı düşünüyorum. Benden bekleneni ne kadar verebilirim bilemiyorum ama önce şu sağlıklı kent planlamasını hukuksal sorunlar ve güvenli kent yaklaşımı başlığı içinde hukuksal sorunları çevreleyen sağlıklı kent planlamasındaki sağlık üzerinde biraz kafa yormak ve aslında hukuksal sorunları çabuk ve pratik ekseninin bu sağlık kelimesi etrafında görüldüğünü size ifade etmeye çalışacağım.
Bu planlı yaklaşıma hukuki bir bakış açısı getirmek açısından aslında oldukça önem arz ediyor. Çünkü aslında mesele sağlık kavramının bizati modern bir kavram olarak icadında yattığını düşünüyorum. Hepimizin bildiği bir hikaye var , Devamını okumak için tıklayınız
Bergama Davası Sürecinde Çevre Sorunlarının Çözümüne Halkın Katılımı ve Kitle Örgütlerinin Bu Sürecteki Rolü
Fevzi Özlüer
Her şeyden önce bu çalışma ‘çevre sorunlarının’ Bergama Davası sürecinde (Bergama hareketinin başladığı 1989 yılından günümüze karmakarışıklaşması başat bir rol oynaması nedeniyle zamansal olarak bir sınırlandırmaya tabi tutulmuştur. Çevre sorunları gerçek anlamıyla dünyada son otuz yıldır tartışılırken, ülkemizde bu sorunun tartışılması 90’lı yıllarla ivme kazanmıştır. Sorunun ekonomik, politik, kültürel temelleri üzerinden yapılacak bir değerlendirmede; halkın bu sorunların çözümüne hangi perspektiften yaklaşması gerektiği önem kazanmaktadır. Devamını okumak için tıklayınız
Baba Ay Neyin Reklamı Acaba ya da Kahkahanın İdeolojisi
Fevzi Özlüer
Çevresel felaketler, toprak kirlenmesi, ormansızlaşma, ozon tabakasının incelmesi, canlı türlerinin çeşitliliğinin azalması, nükleer santraller, savaş, açlık, hormon, asbest gibi konu ve başlıklara merak salıp bunlarla uğraşanlara en yalın tabiriyle “çevreci lan bunlar” denir. Peki neden bir takım insanlar bu sorunlarla ilgilenirken, birileri bu sorunlarla ilgilenmez? Peki yukarıda saydığımız konular sorun mudur? Sorun nedir? Bazı kavramlar ya da kavramlar sistematik düşünme, bütünsel algılama yoksunluğu nedeniyle havada uçuşuyor ve biz de havada en çok uçuşan kavrama gözümüzü mü dikiyoruz? Mesela üzerinde bugünlerde en çok durulan kavram “savaş”. Onunla yatıyor ve onunla kalkıyoruz. On yıldır dünyanın hiçbir günü savaşsız geçmemişken son aylarının en popüler konusu “savaş”… Devamını okumak için tıklayınız
Düzen Gerilirken Emeği Yeniden Kurmak
Fevzi Özlüer
Dünya üzerinde kapitalizmin saldırganlığı giderek kendini perçinliyor. Onu ayakta tutan ve kapitalizmin moral değerleri olan liberal ahlak bile sermaye birikim sürecinin karşısında yama tutmuyor.
Liberal eşitlik, özgürlük ve adalet söylemleri artık rafa kalktı. Dünya egemenlerinin odak noktası: küresel teröre karşı, “güvenlik devletini” ön plana çıkartmak haline geldi. Liberal devlet teorisi, piyasayı genişletip; özelleştirmeler, kamu kaynaklarının piyasanın kontrolüne bırakılması ile daha demokratik bir toplum yatacağını yıllarca iddia etti. Ancak piyasanın giderek genişlemesine paralel olarak devlet tüm çıplaklığıyla bir zor aygıtı olarak kendini yeniden üretti. Güvenlik devletinin artık bir tek kaygısı var, o kaygı da; finans kapitalin güvenliğini nasıl sağlayacağı? Devamını okumak için tıklayınız